Bugünün insanı bağırarak incitmiyor artık.
Sessizce yapıyor.
Umursamayarak.
Görmezden gelerek.
Önemsemeyerek.
Ve buna “akıl”, “zeka”, “taktik” diyor.
Oysa bu, yeni çağın en kirli şiddet biçimidir.
Sessiz zulüm.
Kimse kimseye doğrudan kötülük yapmıyor gibi görünüyor.
Ama herkes birbirini içten içe yıpratıyor.
Görevini yapmayarak, geciktirerek, eksik yaparak.
Sözünü tutmayarak.
Bakıp görmeyerek.
Duyup duymamış gibi davranarak.
Bir insanı yok saymanın,
Onu dövmekten daha çok acıttığını biliyorlar.
Yok sayılmak, insanın ruhuna atılan en derin darbe.
Bugünün insanı maksatlıdır.
Zararsız gibi durur ama niyetlidir.
Masum görünür ama hesaplıdır.
İncitir, ama “Yanlışlıkla oldu!" der.
Küçümser ama “O anlamda söylemiyorum!" der.
Aşağılar ama “Şaka yaptım!” der.
Ve sonra arkasına yaslanıp şunu söyler.
“Ben bir şey yapmadım ki!”
Yapmadın mı?
Birinin sabrını tüketmedin mi?
Birinin güvenini çürütmedin mi?
Birinin iç dünyasında onarılması zor boşluklar açmadın mı?
Bugünün insanı hırslıdır.
Ama üretme hırsı değil bu.
Üstün gelme hırsıdır.
Ezme hırsıdır.
"Sinir etme" hırsıdır.
Karşısındakini düşürüp kendini yüksek hissetme hırsıdır.
Kendini geliştirmek yerine, başkalarını geriletmeyi seçer.
İçini büyütmek yerine, başkasının alanını daraltır.
Ve buna da “başarı” der.
Sinir edecek davranışlar yapar, sonra da “Çok alıngansın” der.
İhmal eder, sonra da “Abartıyorsun” der.
Sözünü tutmaz, sonra da “Sen çok ciddisin” der.
Zulmettiğini inkâr etmek için seni suçlar.
Çünkü bugünün insanı sorumluluk almaz.
Sorumluluk almadığı her yerde zulüm başlar.
En tehlikelisi de şudur.
Bu kadar çok insanın, bu kadar uzun süre, bu kadar sessiz bir savaş halinde yaşaması...
Kimse kimseyle barışta değil.
Herkes birinin sinirini bozmanın,
Dengesini sarsmanın,
Canını yakmanın peşinde!
Ama bunu öyle ustaca yapıyor ki,
Parmak izi bırakmıyor.
Ne kavga var,
Ne bağırış.
Ama içten içe herkes kanıyor.
Bugünün insanı yetişmemiştir.
Diplomalıdır ama olgun değildir.
Bilgilidir ama derin değildir.
Zekidir ama vicdanı gelişmemiştir.
Kendisini büyütmek yerine,
Egosunu şişirir.
Kalbini beslemek yerine,
Kibrini besler.
Ve en sonunda şuna inanır.
“Benim yaptığım akıllıca, karşı taraf aptal.”
Oysa, zerafetsiz zekâ.
Sadece daha etkili bir zulüm aracıdır.
Sessiz zulüm, bağırmadan yapılan en ağır saldırıdır.
Tokat atmadan verilen en derin hasardır.
Kan dökmeden insanı içten içe tüketmenin adıdır.
İronik olan şu,
Herkes zulüm görüyor.
Ama kimse zalim olduğunu kabul etmiyor.
Herkes mağdur.
Ama kimse sorumlu değil.
Bugünün insanı tam olarak bu.
Gürültüsüz bir zalim.
Sessiz bir savaşçı.
Vicdanını kapatmış bir “başarı makinesi”.
İnsanlar artık birbirini öldürmüyor.
Birbirini yavaş yavaş yok ediyor.
Sessizce.
İz bırakmadan.
Ve kendini hâlâ “iyi insan” sanarak.
"Benim kalbim temiz" diyerek.
Bu Blog 13.12.2025 tarihinde eklenmiş ve toplam 17 defa gösterilmiştir.